3 Aralık 2015 Perşembe

Passato Remoto - Uzak geçmiş zaman

"Passato remoto", (Uzak geçmiş zaman) konuşma dilinde yalnızca Toskana bölgesinde ve İtalya'nın güneyinde kullanılır. Bu bölgelerde yaşayan İtalyanlar, "uzak geçmişi" ve "yakın geçmişi" anlatırlarken bu zamandan yararlanırlar. Ancak İtalya'nın kuzeyinde ve ortasında yaşayan İtalyanlar, konuşma dilinde "passato remoto" yerine "passato prossimo"yu kullanmayı yeğlerler. Bunun da nedeni "passato remoto"da çok fazla düzensiz eylem çekimi olmasıdır.  "passato remoto" genelde; tarih, roman, öykü, masal kitaplarında kullanılır. Öncelikle "passato remoto"da eylemlerin çekimlerine bakalım, daha sonra örnek tümcelerimizle bu zamanın nasıl kullanıldığını öğrenelim.

Andare - (Gitmek) eyleminin uzak geçmiş zaman çekimleri:

Io andai - Ben gittim
Tu andasti - Sen gittin
Lui / Lei andò - O gitti
Noi andammo - Biz gittik
Voi andaste - Siz gittiniz
Loro andarono - Onlar gittiler

Chiedere - (Sormak/İstemek) eyleminin uzak geçmiş zaman çekimleri:

Io chiesi - Ben sordum
Tu chiedesti - Sen sordun
Lui / Lei chiese - O sordu
Noi chiedemmo - Biz sorduk
Voi chiedeste - Siz sordunuz
Loro chiesero - Onlar sordular

Sentire - (Duymak/İşitmek) eyleminin uzak geçmiş zaman çekimleri:

Io sentii - Ben duydum
Tu sentisti - Sen duydun
Lui / Lei sentì - O duydu
Noi sentimmo - Biz duyduk
Voi sentiste - Siz duydunuz
Loro sentirono - Onlar duydular

Parlare - (Konuşmak) eyleminin uzak geçmiş zaman çekimleri:

Io parlai - Ben konuştum
Tu parlasti - Sen konuştun
Lui / Lei parlò - O konuştu
Noi parlammo - Biz konuştuk
Voi parlaste - Siz konuştunuz
Loro parlarono - Onlar konuştular

Promettere - (Söz vermek) eyleminin uzak geçmiş zaman çekimleri:

Io promisi - Ben söz verdim
Tu promettesti - Sen söz verdin
Lui / Lei promise - O söz verdi
Noi promettemmo - Biz söz verdik
Voi prometteste - Siz söz verdiniz
Loro promisero - Onlar söz verdiler

Venire - (Gelmek) eyleminin uzak geçmiş zaman çekimleri:

Io venni - Ben geldim
Tu venisti - Sen geldin
Lui / Lei venne - O geldi
Noi venimmo - Biz geldik
Voi veniste - Siz geldiniz
Loro vennero - Onlar geldiler

Sorridere - (Gülümsemek) eyleminin uzak geçmiş zaman çekimleri:

Io sorrisi - Ben gülümsedim
Tu sorridesti - Sen gülümsedin
Lui / Lei sorrise - O gülümsedi
Noi sorridemmo - Biz gülümsedik
Voi sorrideste - Siz gülümsediniz
Loro sorrisero - Onlar gülümsediler

Passato remoto ile örnek tümceler:

Da giovane vissi due anni in Italia. - (Gençken iki yıl İtalya'da yaşadım.)
Sentii un rumore strano. - (Tuhaf bir gürültü duydum.)
Mio fratello dormì alle nove. - (Kardeşim saat dokuzda uyudu.)
L'anno scorso andammo in Turchia. - (Geçen yıl Türkiye'ye gittik.)
Luisa e Marco partirono per Istanbul. - (Luisa ve Marco İstanbul'a yola çıktılar.)
Vedemmo un bel film alla tv. - (Tv'de güzel bir film izledik.)
Vi capimmo bene. - (Sizi iyi anladık.)
Decisi di non andare in Francia. - (Fransa'ya gitmeme kararı aldım.)
Noi fummo andati a casa appena venne buio. - (Hava kararır kararmaz eve gittik.)
Dante nacque a Firenze nel 1265. - (Dante, 1265'te Floransa'da doğmuştu.
Il bambino si sporse dalla finestra e poi cadde dal settimo piano. - (Çocuk camdan dışarıya sarktı ve sonra yedinci kattan düştü.)
Appena fu uscita,  tutti si misero a ridere. - (Çıkar çıkmaz, herkes gülmeye başladı.)


30 Kasım 2015 Pazartesi

Andare eyleminin dolaylı zamirlerle kullanımı

Andare eyleminin geniş zaman, üçüncü tekil kişi için çekimi "va"dır. (Gidiyor, gider) anlamına gelir. Ancak bunu dolaylı zamirlerle kullanırsak anlamı bütünüyle değişir.

Örneğin "mi va" (canım istiyor), "non mi va" (canım istemiyor) anlamlarına gelir. Aynı şey diğer zamirler için de geçerlidir.

Birkaç örnek:

Dai, andiamo a lavorare!
Haydi, çalışmaya gidelim!

Non mi va di lavorare oggi!
Bugün canım çalışmak istemiyor.

Ti faccio gli spaghetti?
Sana spagetti yapayım mı?

Non mi vanno gli spagetti.
Canım spagetti istemiyor.

Vuoi venire con me al cinema?
Benimle sinemaya gelmek ister misin?

Se ti va di parlare, io sono qui.
Eğer canın konuşmak isterse, ben buradayım.

Mi va di cucinare stasera!
Bu akşam canım yemek yapmak istiyor!

28 Kasım 2015 Cumartesi

Cadere dalle nuvole (Çok şaşırmak)

"Çok şaşırmak" anlamında kullanılan bu deyim, İtalyancada oldukça yaygındır. Ayrıca "cadere" (düşmek) eyleminin geçişsiz bir eylem olduğunu ve bu yüzden "essere" yardımcı eylemiyle birlikte kullanılması gerektiğini anımsatalım.

Örnek:

Quando Luisa mi ha detto che eravate sposati, sono caduto dalle nuvole!
Luisa bana evli olduğunuzu söylediğinde, çok şaşırdım!

Lo sapevamo, non siamo caduti dalle nuvole!
Bunu biliyorduk, çok şaşırmadık!

Quando ti ho visto in televisione, sono caduta dalle nuvole!
Seni televizyonda gördüğümde, çok şaşırdım!

Metterci

"Mettere" eylemi (Koymak) anlamında kullanılırken, "metterci" ise (zaman harcamak, zaman almak, süre almak) anlamlarında kullanılır ve yine her çekimin başına "ci" particellası konur.

Örnek:

Quante ore ci mettono in treno da İzmir ad İstanbul?
İzmir'den İstanbul'a trenle kaç saat sürer?

Quanto tempo ci metti per finire quel lavoro?
O işi bitirmek ne kadar zamanını alır?

Ci metto poco tempo!
Az zamanımı alır!

Perché ci metti così tanto a rispondere?
Neden yanıt vermen bu kadar uzun sürüyor?

Quanto ci metti a capire che ti amo?
Seni sevdiğimi anlaman ne kadar sürer?

Quanto ci metti a truccarti?
Makyaj yapman ne kadar sürer?

Ci metto qualche minuto a truccarmi.
Makyaj yapmam birkaç dakika sürer.

25 Kasım 2015 Çarşamba

Volerci

Volere - (İstemek) eylemi "ci" particellası ile birlikte kullanıldığında,
anlamı bütünüyle değişir ve (Gerekmek) anlamında kullanılır. "Volerci" genellikle zaman, süre belirtmek için kullanılır. Tekil kullanımlarda "ci vuole", çoğul kullanımlarda "ci vogliono" biçiminde kullanılır. Şunu da belirtmeliyiz ki, bu kullanım yalnızca şimdiki zaman ve geniş zaman için geçerlidir. Örneğin hikaye zamanında "volerci"yi kullanmak istersek, "ci voleva" ve "ci volevano" (gerekiyordu, gerekirdi) biçiminde kullanmamız gerektiğini unutmamalıyız. Bu durum diğer zamanlar için de geçerlidir.

Örnek:

Per andare a Milano ci vogliono due ore di volo.
Milano'ya gitmek için iki saatlik uçuş gerekir.

Ci vuole tanta pazienza per imparare una nuova lingua.
Yeni bir dil öğrenmek için çok sabır gerekir.

Ci vuole molto tempo per arrivarci.
Oraya varmak için çok zaman gerekir.

Quante ore ci vogliono per finire questo lavoro?
Bu işi bitirmek için kaç saat gerekir?

Ci vogliono tanti soldi per comprare una casa.
Bir ev satın almak için çok para gerekiyor.

Ci vuole meno di un secondo per innamorarsi.
Aşık olmak için bir saniyeden daha az bir süre gerekir.

Ci voleva un miracolo per vincere.
Kazanmak için bir mucize gerekiyordu.

23 Kasım 2015 Pazartesi

Imperfetto indicativo - Hikaye zamanı

Imperfetto indicativo zamanı, geçmişte süren bir olayı, düzenli olarak yinelenen bir alışkanlığı ya da geçmişte gerçekleşen iki olayı anlatmak için kullanılır. Imperfetto indicativo, tek başına kullanıldığı gibi diğer geçmiş zamanlarla birlikte de kullanılabilir. Öncelikli olarak seçmiş olduğumuz 5 eylemin hikaye zamanında nasıl çekildiklerine bakıp ardında da örnek tümcelerimizle bu zamanın nasıl kullanıldığını öğrenelim.

Andare - (Gitmek) eyleminin hikaye zamanı ile kullanımı:

Io andavo - Ben gidiyordum, giderdim
Tu andavi - Sen gidiyordun, giderdin
Lui / Lei andava - O gidiyordu, giderdi
Noi andavamo - Biz gidiyorduk, giderdik
Voi andavate - Siz gidiyordunuz, giderdiniz
Loro andavano - Onlar gidiyorlardı, giderlerdi


Fare - (Yapmak) eyleminin hikaye zamanı ile kullanımı:

Io facevo - Ben yapıyordum, yapardım
Tu facevi - Sen yapıyordun, yapardın
Lui / Lei faceva - O yapıyordu, yapardı
Noi facevamo - Biz yapıyorduk, yapardık
Voi facevate - Siz yapıyordunuz, yapardınız
Loro facevano - Onlar yapıyorlardı, yaparlardı


Parlare - (Konuşmak) eyleminin hikaye zamanı ile kullanımı:

Io parlavo - Ben konuşuyordum, konuşurdum
Tu parlavi - Sen konuşuyordun, konuşurdun
Lui / Lei parlava - O konuşuyordu, konuşurdu
Noi parlavamo - Biz konuşuyorduk, konuşurduk
Voi parlavate - Siz konuşuyordunuz, konuşurdunuz
Loro parlavano - Onlar konuşuyorlardı, konuşurlardı


Venire - (Gelmek) eyleminin hikaye zamanı ile kullanımı: 

Io venivo - Ben geliyordum, gelirdim
Tu venivi - Sen geliyordun, gelirdin
Lui / Lei veniva - O geliyordu, gelirdi
Noi venivamo - Biz geliyorduk, gelirdik
Voi venivate - Siz geliyordunuz, gelirdiniz
Loro venivano - Onlar geliyorlardı, gelirlerdi


Leggere - (Okumak)  eyleminin hikaye zamanı ile kullanımı: 

Io leggevo - Ben okuyordum, okurdum
Tu leggevi - Sen okuyordun, okurdun
Lui / Lei leggeva - O okuyordu, okurdu
Noi leggevamo - Biz okuyorduk, okurduk
Voi leggevate - Siz okuyordunuz, okurdunuz
Loro leggevano - Onlar okuyorlardı, okurlardı


Essere - hikaye zamanı çekimleri:

Io ero
Tu eri
Lui - Lei era
Noi eravamo
Voi eravate
Loro erano

Avere - hikaye zamanı çekimleri:

Io avevo
Tu avevi
Lui / Lei aveva
Noi avevamo
Voi avevate
Loro avevano


Örnek tümceler:

L’anno scorso andavo in piscina tre volte alla settimana.
Geçen yıl haftada üç kez havuza giderdim.

Dove eri quando ti ho telefonato?
Sana telefon ettiğimde neredeydin?

Ero a casa - Evdeydim

Quando sei tornato a casa, guardavo un film.
Eve döndüğünde, bir film izliyordum.

Dove eri alle sette? - Saat yedide neredeydin?
Alle sette andavo a casa. - Saat yedide eve gidiyordum.

Mentre venivo a scuola, ho incontrato tuo padre.
Okula gelirken, babanla karşılaştım.

Mi sono addormentato sul divano mentre guardavo la televisione.
Televizyon izlerken kanepede uyuyakaldım.

Oggi mentre andavo a casa pioveva molto.
Bugün eve giderken, çok yağmur yağıyordu.

Mentre Luca dormiva, noi facevamo colazione.
Luca uyurken, biz kahvaltı yapıyorduk.

Da bambino parlavo molto. - Çocukken çok konuşurdum.

Da bambino tutte le domeniche andavamo al mare.
Çocukken her pazar denize giderdik.

Da piccolo abitavi a Roma? - Küçükken Roma'da mı oturuyordun?
Sì, ci abitavo. - Evet, orada oturuyordum.

Ti aspettavo da due ore.
İki saattir seni bekliyordum.

Io e Carlo eravamo molto amici all'università.
Carlo ve ben üniversitede çok iyi arkadaştık.

Prima fumavo dieci sigarette al giorno ma ora ho smesso.
Önceden günde on sigara içerdim ama şimdi bıraktım.

Alessandra è caduta mentre scendeva le scale.
Alessandra merdivenlerden inerken düştü.

20 Kasım 2015 Cuma

Ci zamiri

İtalyancada "oraya, orada, ona, buna, oradan" gibi değişik anlamlarda kullanılan bu zamirin bir an önce öğrenilmesinde yarar vardır. Yerine göre kişi zamiri yerine gör ise yer zamiri olarak kullanılır.

Örneklerle daha iyi anlaşılacaktır:

1. Örnek:

Io vado a Roma, vuoi venire con me? - Ben Roma'ya gidiyorum, benimle gelmek ister misin?
No, non voglio andarci - Hayır, oraya gitmek istemiyorum.

Bu örnekteki soruya verilen yanıtta eğer "ci" zamiri kullanılmasaydı: "No, non voglio andare a Roma." demek durumunda kalınırdı ki, bu durum İtalyancada kulağa çok hoş gelen bir durum değildir; çünkü soruyu soran kişi zaten Roma'ya sözcüğünü kullanmış, dolayısıyla bir kez daha kullanılmasına gerek yoktur.

2. Örnek:

-Stasera io vado al cinema, ci vieni anche tu? - Bu akşam sinemaya gidiyorum, oraya sen de gelir misin?

Sì, ci vengo volentieri. - Evet, oraya seve seve gelirim.

Şimdi de aynı soruyu ve verilen yanıtı "ci" zamirini kullanmadan yazalım:

Stasera io vado al cinema, vieni anche tu al cinema? - Bu akşam sinemaya gidiyorum, sen de sinemaya gelir misin?

Sì, vengo al cinema volentieri. - Evet, sinemaya seve seve gelirim.

Sinemaya sözcüğünü yinelemek, gerek dildeki akıcılık açısından gerekse kulağa hoş gelme açısından, kullanımı yanlış olmasa da yeğlenmeyen bir kullanım biçimdir.
Çünkü bir İtalyan size kolay kolay: "Sì, vengo al cinema volentieri." demeyecektir. Bir başka deyişle sinemaya sözcüğünü yinelemeyecektir. Bu yüzden "ci" zamirinin kullanımının çok önemli olduğunu söyleyebiliriz.

3. Örnek

Federico, sei mai stato in Turchia? - Federico, hiç Türkiye'de bulundun mu?
No, non ci sono mai stato. - Hayır orada hiç bulunmadım.
_____________________________________________________________________________

Ci'nin diğer kullanımları:

Eylemlerin aldığı edatlara göre "a ciò, a quello" (o şeyi, şeye), "su ciò, su questo" (o şey üzerinde, üzerine), "in ciò, su questo" (o şeyde) anlamlarına gelir. "Su, in, a, con" edatları ile birlikte kullanılan bir sözcüğün ya da bir tümcenin yerini tutabilir.

Örnek:

Credi a quello che ti ho detto? - Sana söylediğim şeye inanıyor musun?
No, non ci credo. - Hayır, buna inanmıyorum.
Ci = a quello (o şeye)

Chi resta con me? - Benimle kim kalır?
Ci resto io. - Seninle ben kalırım.
Ci = con te (seninle)

Sei uscito con Veronica ieri sera? - Dün akşam Veronica ile çıktın mı?
No, ci esco stasera. - Hayır, onunla bu akşam çıkıyorum.
Ci = con Veronica - (Veronica ile)

Tu credi in Dio? - Sen Tanrı'ya inanır mısın?
Sì, ci credo. - Evet ona inanırım.
Ci = in Dio (Tanrı'ya)

Valentina cade spesso in contraddizione. - Valentina sık sık çelişkiye düşer
Ci cade spesso
Ci = in contraddizione (Çelişkiye)

Conosci la casa di Maria? - Maria'nin evini biliyor musun?
Sì, ci passo ogni giorno. - Evet, her gün oradan geçerim.

Domani andremo in Montagna e ci rimarremo due settimane.
Yarın dağa gideceğiz ve orada iki hafta kalacağız.
____________________________________________________________________________

"Ci" aynı zamanda "bize" anlamında kullanılır.

Örnek:

Giorgia ci ha regalato un libro. - Giorgia bize bir kitap armağan etti.
Giorgia ha regalato un libro a noi. - Giorgia bize bir kitap armağan etti.

Lorenzo ci ha detto tante bugie. - Lorenzo bize çok yalan söyledi.
Lorenzo ha detto tante bugie a noi - Lorenzo bize çok yalan söyledi.

18 Kasım 2015 Çarşamba

Chi è? - Kimdir?

Chi è questo bambino? - Bu çocuk kim?
Lui è Luca. - O Luca'dır.

Chi è questa ragazza? - Bu kız kim?
Lei è Alessandra. - O Alessandra'dır.

Chi è Anna? - Anna kim?
Non la conosco. - Onu tanımıyorum.

Chi è Leonardo? - Leonardo kim?
Non lo conosco. - Onu tanımıyorum.

Chi è? - Kim o?
È Giovanni. - Giovanni'dir.

Chi è? - Kim o?
È Veronica. - Veronica'dır.

Çoğul sorularda ise "è" yardımcı eyleminin yerini "sono" alır.

Örnek:

Chi sono questi uomini? - Kimdir bu adamlar?
Sono Paolo e Francesco. - Paolo ve Francesco'dur.

Chi sono queste ragazze? - Kimdir bu kızlar?
Sono Martina e Valeria. - Martina ve Valeria'dır.

Chi sono queste bambine? - Kimdir bu kız çocukları?
Loro sono Anna ed Eva. - Onlar Anna ve Eva'dır.

Chi sono questi uomini? - Kimdir bu adamlar?
Non li conosco. - Onları tanımıyorum.

Chi sono queste ragazze? - Kimdir bu kızlar?
Non le conosco. - Onları tanımıyorum.

17 Kasım 2015 Salı

Futuro anteriore - Bileşik gelecek zaman

İtalyancada bileşik gelecek zaman dilimi de "essere" ve "avere" yardımcı eylemlerinden yararlanılarak oluşturulur. "Bileşik gelecek zamanı" kullanmak için gelecekte yapılacak iki iş ya da olay olması gerekir. Birbirini izleyen iki eylemi anlatmak için önce; "Bileşik gelecek zaman" ardından da "basit gelecek zaman" kullanılır.

Bileşik gelecek zamanla birlikte kullanılan zaman bağlaçlarına örnek verecek olursak:

Dopo che - (...den sonra, ...dan sonra)
Örnek: (Geldikten sonra, yaptıktan sonra, aldıktan sonra gibi tümcelerle kullanılır.)

Appena - (...ır....mez, ...ır...maz)
Örnek: (Gelir gelmez, yapar yapmaz, alır almaz gibi tümcelerle kullanılır.)

Quando - (...dığı zaman, ...dığında)
Örnek: (Geldiği zaman, yaptığında, aldığı zaman gibi tümcelerle kullanılır.)

Örnek tümceler:

Dopo che avrò parlato con Maria, ti chiamerò.
Maria ile konuştuktan sonra, seni arayacağım.

Dopo che avrò imparato l'italiano, mi trasferirò in Italia..
İtalyanca'yı öğrendikten sonra, İtalya'ya taşınacağım.

Dopo che avrò letto questa lettera, andrò a dormire.
Bu mektubu okuduktan sonra, uyumaya gideceğim.

Quando sarà arrivato da Roma, gli racconterò tutto. -
Roma'dan geldiğinde, ona her şeyi anlatacağım.

Quando verrai ad Istanbul, sarò andato in Italia.
İstanbul'a geldiğinde, İtalya'ya gitmiş olacağım.

Quando avrò finito di lavorare, andrò a casa.
Çalışmayı bitirdiğimde, eve giteceğim.

Appena sarai arrivato a Milano, verrai da me.
Roma'ya gelir gelmez, bana geleceksin.

Appena sarà arrivata Giorgia, partiremo per Antalya.
Giorgia gelir gelmez, Antalya'ya yola çıkacağız.

Appena avrà parlato con Lisa, andrà a lavorare.
Lisa ile konuşur konuşmaz, işe gidecek.

Dikkat:
Appenaquandodopo che zaman bağlaçları bu zamanlarla bilikte kullanılması zorunludur diye bir kural yoktur. Ayrıca şunu da belirtmekte yarar var: Gelecekte olacak iki eylemden öncekini "bileşik gelecek zaman" sonrakini de "basit gelecek zaman" ile anlatmak zorunludur diye bir kural da yoktur. Bir başka deyişle, gelecekte olacak olan iki eylemi "basit gelecek zaman" ile de anlatabiliriz.

Örneğin:

Dopo che arriverò ad Antalya, ti chiamerò.
Appena finirò di lavorare, andrò a casa.
Quando imparerò l'italiano, mi trasferirò in Italia.

Ayrıca birbirini izleyen iki eylemi anlatabilmek için başka bir tümce yapısından yararlanmak da olanaklıdır. Bileşik gelecek zamanı kullanmadan oluşturulan bu yapı, günlük dilde ve yazı dilinde oldukça sık kullanılır.

Örnek:

Dopo aver pranzato, andrò da mia mamma.
Öğle yemeği yedikten sonra, anneme gideceğim.

Dopo aver giocato a calcio, mi riposerò un po'.
Futbol oynadıktan sonra, biraz dinleneceğim.

Dopo esser uscito/a dal cinema, tornerò a casa.
Sinemadan çıktıktan sonra, eve döneceğim.

Dopo esser tornati/e da scuola, guarderemo il cartone animato.
Okuldan döndükten sonra, çizgi film izleyeceğiz.

Bu örneklerde gördüğünüz gibi kimi eylemler "avere", kimileri de "essere" yardımcı eylemiyle çekilmiştir. Giocare ve pranzare eylemleri "avere" ile çekilmiştir. Uscire ve tornare eylemleri ise "essere" yardımcı eylemiyle çekilerek, participio passato öznenin cins ve sayısına uymuştur.

Ancak gelecekte yapılacak iki eylemi anlatmak için, bunların dışında kullanılan bir başka anlatım biçimi daha vardır: 

Örnek:

Finito il pranzo, guarderò un film.
Öğle yemeğini bitirince ya da öğle yemeği bitince, bir film izleyeceğim.

Uscito/a dal cinema, andrò da Marco.
Sinemadan çıkınca, Marco'ya gideceğim.

Tornati/e a casa, giocheremo a scacchi.
Eve dönünce, satranç oynayacağız.

Yukarıdaki örneklere baktığımızda, özne belirtilmese de basit gelecek zamandaki tümcelerden iki eylemi gerçekleştirecek kişi ya da kişilerin aynı olduklarını anlıyoruz.

Ancak özneler farklı olursa: 

Örnek:

Uscita Pınar dal cinema, tornerò a casa.
Pınar sinemadan çıkınca, eve döneceğim.

Tornato Roberto da Roma, Alessandra partirà.
Roberto Roma'dan dönünce, Alessandra yola çıkacak.

Arrivati loro, andrò via io.
Onlar gelince, ben gideceğim.

Bu örnekleri "appena" zaman bağlacı ile de anlatabiliriz.

Örnek:

Appena finito il pranzo, guarderò un film.
Öğle yemeğini bitirir bitirmez, bir film izleyeceğim.

Appena uscita Pınar dal cinema, tornerò a casa.
Pınar sinemadan çıkar çıkmaz, eve döneceğim.

Appena tornato Roberto da Roma, Alessandrà partirà.
Roberto Roma'dan döner dönmez, Alessandra yola çıkacak.

Appena arrivati loro, andrò via io.
Onlar gelir gelmez, ben gideceğim.

Appena tornate mie sorelle dalle vacanze, partirò io.
Kız kardeşlerim tatilden döner dönmez, ben yola çıkacağım.
_________________________________________________________________________

"Bileşik gelecek zaman" tek başına kullanıldığı durumlarda olasılık, kuşku ve belirsizlik anlatır.

Örnek:

Secondo te quanti anni ha Brad Pitt? - Sence Brad Pitt kaç yaşındadır?
Avrà 49 anni. - 49 yaşında vardır.

Brad Pitt'in yaşını bilmediğimden dolayı "bileşik gelcek zaman" kullanarak yanıt vermek durumundayım. Eğer kesin yaşını bilseydim, Ha 51 anni (51 yaşında) demem gerekirdi. Benzer durum aşağıdaki örnekler için de geçerlidir.

Che ora sono? - Saat kaç?
Saranno le due - İki vardır.

Dov'è Giulia? - Giulia nerede?
Sarà andata a fare la spesa. - Alışveriş yapmaya gitmiş olacak/olmalı.

Ha finito quel lavoro Lorenzo? - Lorenzo o işi bitirdi mi?
Avrà finito, non ne sono sicuro. - Bitirmiş olacak/olmalı, bundan emin değilim.

Mario è in ritardo, avrà perso l'autobus.
Mario geç kaldı, otobüsü kaçırmış olacak/olmalı.

Özetlersek:

Passato prossimo - Yakın geçmiş zaman
Dopo che ho mangiato sono uscito. - Yemek yedikten sonra çıktım.
Quando ho mangiato sono uscito. - Yemek yediğim zaman çıktım.
Appena ho mangiato sono uscito. - Yemek yer yemez çıktım.


Presente - Şimdiki zaman
Dopo che ho mangiato esco. - Yemek yedikten sonra çıkıyorum.
Quando ho mangiato esco. - Yemek yediğim zaman çıkıyorum.
Appena ho mangiato esco. - Yemek yer yemez çıkıyorum.


Futuro - Gelecek
Dopo che avrò mangiato uscirò. - Yemek yedikten sonra çıkacağım.
Quando avrò mangiato uscirò. - Yemek yediğim zaman çıkacağım.
Appena avrò mangiato uscirò. - Yemek yer yemez çıkacağım.

16 Kasım 2015 Pazartesi

Güzel bir söz

"Ogni giorno che passi arrabbiato, perdi sessanta secondi di felicità."
"Kızgın geçirdiğin her dakika, mutluluktan altmış saniye kaybedersin."

Ogni - Her
Giorno - Gün
Passare - Geçirmek / Geçmek
Perdere - Kaybetmek / Yitirmek / Kaçırmak
Arrabbiato - Kızgın
Sessanta - Altmış
Secondo - Saniye
Felicità - Mutluluk

15 Kasım 2015 Pazar

Futuro semplice - Basit gelecek zaman

İtalyancada basit gelecek zamanı anlatmak için "futuro semplice" zamanı kullanılır. Futuro semplice (basit gelecek zamanı) Türkçeye çevirirken, "yapacak", "gidecek", "gideceğiz", "alacaklar", "gelecekler" biçiminde çevrilir. Öncelikli olarak; İtalyancada kullanılan birkaç eylemin, basit gelecek zaman çekimlerini öğrenip ardından da örnek tümcelerimizle bu zaman diliminin nasıl kullanıldığına bakalım.

Capire - (Anlamak) eyleminin basit gelecek zaman çekimleri:

Io capirò - Ben anlayacağım
Tu capirai - Sen anlayacaksın
Lui / Lei capirà - O anlayacak
Noi capiremo - Biz anlayacağız
Voi capirete - Siz anlayacaksınız
Loro capiranno - Onlar anlayacaklar


Parlare - (Konuşmak) eyleminin basit gelecek zaman çekimleri:

Io parlerò - Ben konuşacağım
Tu parlerai - Sen konuşacaksın
Lui / Lei parlerà - O konuşacak
Noi parleremo - Biz konuşacağız
Voi parlerete - Siz konuşacaksınız
Loro parleranno - Onlar konuşacaklar


Mangiare - (Yemek) eyleminin basit gelecek zaman çekimleri:

Io mangerò - Ben yiyeceğim
tu mangerai - Sen yiyeceksin
Lui / Lei mangerà - O yiyecek
Noi mangeremo - Biz yiyeceğiz
Voi mangerete - Siz yiyeceksiniz
Loro mangeranno - Onlar yiyecekler


Vedere - (Görmek) eyleminin basit gelecek zaman çekimleri:

Io vedrò - Ben göreceğim
Tu vedrai - Sen göreceksin
Lui / Lei vedrà - O görecek
Noi vedremo - Biz göreceğiz
Voi vedrete - Siz göreceksiniz
Loro vedranno - Onlar görecekler


Dire - (Söylemek, demek) eyleminin basit gelecek zaman çekimleri:

Io dirò - Ben söyleyeceğim
Tu dirai - Sen söyleyeceksin
Lui / Lei dirà - O söyleyecek
Noi diremo - Biz söyleyeceğiz
Voi direte - Siz söyleyeceksiniz
Loro diranno - Onlar söyleyecekler


Andare - (Gitmek) eyleminin basit gelecek zaman çekimleri:

Io andrò - Ben gideceğim
Tu andrai - Sen gideceksin
Lui/Lei andrà - O gidecek
Noi andremo - Biz gideceğiz
Voi andrete - Siz gideceksiniz
Loro andranno - Onlar gidecekler


Dare - (Vermek) eyleminin basit gelecek zaman çekimleri:

Io darò - Ben vereceğim
Tu darai - Sen vereceksin
Lui / Lei darà - O verecek
Noi daremo - Biz vereceğiz
Voi darete - Siz vereceksiniz
Loro daranno - Onlar verecekler


Fare (Yapmak) eyleminin basit gelecek zaman çekimleri:

Io farò - Ben yapacağım
Tu farai - Sen yapacaksın
Lui / Lei farà - O yapacak
Noi faremo - Biz yapacağız
Voi farete - Siz yapacaksınız
Loro faranno - Onlar yapacaklar


Volere - (İstemek) eyleminin basit gelecek zaman çekimleri:

Io vorrò - Ben isteyeceğim
Tu vorrai - Sen isteyeceksin
Lui / Lei vorrà - O isteyecek
Noi vorremo - Biz isteyeceğiz
Voi vorrete - Siz isteyeceksiniz
Loro vorrannoOnlar isteyecekler


Venire - (Gelmek) eyleminin basit gelecek zaman çekimleri:

Io verrò - Ben geleceğim
Tu verrai - Sen geleceksin
Lui / Lei verrà - O gelecek
Noi verremo - Biz geleceğiz
Voi verrete - Siz geleceksiniz
Loro verranno - Onlar gelecekler


Dovere - (Zorunda olmak) eyleminin basit gelecek zaman çekimleri:

Io dovrò - Ben zorunda olacağım
Tu dovrai - Sen zorunda olacaksın
Lui / Lei dovrà - O zorunda olacak
Noi dovremo  - Biz zorunda olacağız
Voi dovrete - Siz zorunda olacaksınız
Loro dovranno - Onlar zorunda olacaklar


Leggere - (Okumak) eyleminin basit gelecek zaman çekimleri:

Io leggerò - Ben okuyacağım
Tu leggerai - Sen okuyacaksın
Lui / Lei leggerà - O okuyacak
Noi leggeremo - Biz okuyacağız
Voi leggerete - Siz okuyacaksınız
Loro leggeranno - Onlar okuyacaklar


Bere - (İçmek) eyleminin basit gelecek zaman çekimleri:

Io berrò - Ben içeceğim
Tu berrai - Sen içeceksin
Lui berrà - O içecek
Noi berremo - Biz içeceğiz
Voi berrete - Siz içeceksiniz
Loro berranno - Onlar içecekler


Amare - (Sevmek) eyleminin basit gelecek zaman çekimleri:

Io amerò
- Ben seveceğim

Tu amerai - Sen seveceksin
Lui / Lei amerà - O sevecek
Noi ameremo - Biz seveceğiz
Voi amerete - Siz seveceksiniz
Loro ameranno - Onlar sevecekler


Dormire - (Uyumak) eyleminin basit gelecek zaman çekimleri:

Io dormirò - Ben uyuyacağım
Tu dormirai - Sen uyuyacaksın
Lui / Lei dormirà - O uyuyacak
Noi dormiremo - Biz uyuyacağız
Voi dormirete - Siz uyuyacaksınız
Loro dormiranno - Onlar uyuyacaklar


Giocare - (Oynamak) eyleminin basit gelecek zaman çekimleri:

Io giocherò - Ben oynayacağım
Tu giocherai - Sen oynayacaksın
Lui / Lei giocherà - O oynayacak

Noi giocheremo - Biz oynayacağız
Voi giocherete - Siz oynayacaksınız
Loro giocheranno - Onlar oynayacaklar



Scrivere - (Yazmak) eyleminin basit gelecek zaman çekimleri:

Io scriverò - Ben yazacağım
Tu scriverai - Sen yazacaksın
Lui / Lei scriverà - O yazacak
Noi scriveremo - Biz yazacağız
Voi scriverete - Siz yazacaksınız
Loro scriveranno - Onlar yazacaklar



Pensare - (Düşünmek) eyleminin basit gelecek zaman çekimleri:

Io penserò - Ben düşüneceğim
Tu penserai - Sen düşüneceksin
Lui / Lei penserà - O düşünecek
Noi penseremo - Biz düşüneceğiz
Voi penserete - Siz düşüneceksiniz

Loro penseranno - Onlar düşünecekler
 

Aprire - (Açmak) eyleminin basit gelecek zaman çekimleri:

Io aprirò - Ben açacağım
Tu aprirai - Sen açacaksın
Lui / Lei aprirà - O açacak
Noi apriremo - Biz açacağız
Voi aprirete - Siz açacaksınız
Loro apriranno - Onlar açacaklar

 

Örnek tümceler: 

Cosa farete stasera? - Bu akşam ne yapacaksınız?
Andremo al cinema. - Sinemaya gideceğiz.

E tu Luisa, dove andrai? - Ya sen Luisa, nereye gideceksin?
Andrò da mia mamma. - Anneme gideceğim.
Tu cosa farai stasera? - Sen ne yapacaksın bu akşam?
Rimarrò a casa - Evde kalacağım.

Con chi vuoi venire? - Bu akşam kiminle gelmek istiyorsun?
Se verrà Lorenzo, verrò anch'io. - Eğer Lorenzo gelecekse, ben de geleceğim.

Chi verrà oggi? - Bugün kim gelecek?
Oggi una mia amica verrà da Roma. - Bugün Roma'dan bir arkadaşım gelecek.

Quando tornerai ad Istanbul? - İstanbul'a ne zaman döneceksin?
Ci tornerò domani sera - Oraya yarın akşam döneceğim.

Ti regaleremo una macchina - Sana bir araba armağan edeceğiz.

La prossima settimana partiremo per Istanbul - Gelecek hafta İstanbul'a yola çıkacağız.

Quanto tempo ci rimarrete? - Ne kadar süre orada kalacaksınız?
Ci rimarremo un mese. - Orada bir hafta kalacağız.

Scriveremo una lettera a Flavia. - Flavia'ya bir mektup yazacağız.

Stasera il Real Madrid e la Juventus giocheranno al Santiago Bernabeu.
Bu akşam Real Madrid ve Juventus, Santiago Bernabeu'da oynayacaklar.

Mi amerai per sempre? - Beni sonsuza dek sevecek misin?
Ti amerò per sempre. - Seni sonsuza dek seveceğim.

Tra qualche minuto ti daranno una risposta. - Birkaç dakika sonra sana bir yanıt verecekler.

Tra poco leggerò un libro - Az sonra bir kitap okuyacağım.

13 Kasım 2015 Cuma

Passato prossimo - Yakın geçmiş zaman

İtalyancada "yakın geçmişi" anlatmak için "passato prossimo" zamanı kullanılır. Tıpkı diğer zamanlarda olduğu gibi bu zamanda da "essere ve avere" yardımcı eylemlerinden yararlanılarak tümce kurulur. Buradaki önemli nokta ise hangi eylemin hangi yardımcı eylemle kullanıldığıdır. Bu durum belirli kurallara dayalıdır.

Kural:
1-Nesne alan eylemler "Avere" ile, nesne almayan eylemler ise "Essere" ile kullanılır.
2-Bir başka deyişle "Kimi ve neyi" sorularına yanıt veren eylemler geçişli eylemlerdir ve "Avere" ile kullanılır, bu sorulara yanıt vermeyen eylemler ise geçişsiz eylemlerdir ve "Essere" ile birlikte kullanılırlar.

Avere ile kullanılan eylemler:

Vedere - (Görmek) eylemini ele aldığımızda, "kimi ve neyi" sorularına yanıt verdiğini görüyoruz; bu bakımdan "Avere" yardımcı eylemi ile kullanılmak zorunda.

Vedere - (Görmek) eyleminin yakın geçmiş zaman çekimleri:

Io ho visto - Ben gördüm
Tu hai visto - Sen gördün
Lui / Lei ha visto - O gördü
Noi abbiamo visto - Biz gördük
Voi avete visto - Siz gördünüz
Loro hanno visto - Onlar gördü


Dare - (Vermek) eyleminin yakın geçmiş zaman çekimleri:

Io ho dato - Ben verdim
Tu hai dato - Sen verdin
Lui / Lei ha dato - O verdi
Noi abbiamo dato - Biz verdik
Voi avete dato - Siz verdiniz
Loro hanno dato - Onlar verdiler


Leggere - (Okumak) eyleminin yakın geçmiş zaman çekimleri:

Io ho letto - Ben okudum
Tu hai letto - Sen okudun
Lui/Lei ha letto - O okudu
Noi abbiamo letto - Biz okuduk
Voi avete letto - Siz okudunuz
Loro hanno letto - Onlar okudular


Comprare - (Satın almak) eyleminin yakın geçmiş zaman çekimleri:

Io ho comprato - Ben satın aldım
Tu hai comprato - Sen satın aldın
Lui / Lei ha comprato - O satın aldı
Noi abbiamo comprato - Biz satın aldık
Voi avete comprato - Siz satın aldınız
Loro hanno comprato - Onlar satın aldılar


Mangiare - (Yemek yemek, yemek) eyleminin yakın geçmiş zaman çekimleri:

Io ho mangiato - Ben yedim
Tu hai mangiato - Sen yedin
Lui / Lei ha mangiato - O yedi
Noi abbiamo mangiato - Biz yedik
Voi avete mangiato - Siz yediniz
Loro hanno mangiato - Onlar yediler


Dire - (Söylemek, Demek) eyleminin yakın geçmiş zaman çekimleri:

Io ho detto - Ben söyledim, ben dedim
Tu hai dettoSen söyledin, sen dedin
Lui / Lei ha detto - O söyledi, o dedi
Noi abbiamo detto - Biz söyledik, biz dedik
Voi avete detto - Siz söylediniz, siz dediniz
Loro hanno detto - Onlar söylediler, onlar dediler

Avere yardımcı eylemiyle kurulmuş yakın geçmiş zaman tümce örnekleri:

Chi hai visto? - Kimi gördün?
Ho visto Luca. - Luca'yı gördüm.

Avete visto Maria? - Maria'yı gördünüz mü?
Sì, l'abbiamo vista. - Evet, onu gördük.

Ti ho dato una gomma - Sana bir silgi verdim.

Mi hanno dato una camicia. - Bana bir gömlek verdiler.

Ho dato una penna a Luisa. - Luisa'ya bir dolmakalem verdim.

Ho letto un libro. - Bir kitap okudum.

Hai letto il giornale? - Gazeteyi okudun mu?
Sì, l'ho letto - Evet, onu okudum.

Hanno letto quella lettera. - O mektubu okudular.
Che cosa hai comprato? - Ne (neyi) satın aldın?
Ho comprato una macchina. - Bir araba satın aldım.

Mi avete comprato qualcosa? - Bana bir şey satın aldınız mı?
Ti abbiamo comprato un libro. - Sana bir kitap satın aldık.

Che cosa hai mangiato? - Ne (neyi) yedin?
Ho mangiato una mela. - Bir elma yedim.

Stasera abbiamo mangiato insieme. - Bu akşam birlikte yemek yedik.

Non ho detto niente. - Hiçbir şey söylemedim.

Ho detto che ti amo. - Seni sevdiğimi söyledim.

Mi hanno detto molte bugie. - Bana çok yalan söylediler.


Essere ile kullanılan eylemler ise yukarıda belirttiğimiz gibi "kimi ve neyi" sorularına yanıt vermeyen eylemlerdir. Örneğin: Andare - (Gitmek) eyleminin  "kime ya da nereye" sorularına yanıt verdiğini görüyoruz. Geçişsiz bir eylem olduğu için "Essere" yardımcı eylemi ile kullanılmak zorundadır.

Essere ile kullanılan eylemler:

Andare - (Gitmek) eyleminin yakın geçmiş zaman çekimleri:

Io sono andato/a - Ben gittim
Tu sei andato/a - Sen gittin
Lui / Lei è andato/a - O gitti
Noi siamo andati/e - Biz gittik
Voi siete andati/e - Siz gittiniz
Loro sono andati/e - Onlar gittiler


Uscire - (Çıkmakeyleminin yakın geçmiş zaman çekimleri:

Io sono uscito/a - Ben çıktım
Tu sei uscito/a - Sen çıktın
Lui / Lei è uscito/a - O çıktı
Noi siamo usciti/e - Biz çıktık
Voi siete usciti/e - Siz çıktınız
Loro sono uscitii/e - Onlar çıktılar



Rimanere - (Kalmakeyleminin yakın geçmiş zaman çekimleri:

Io sono rimasto/a - Ben kaldım
Tu sei rimasto/a - Sen kaldın
Lui / Lei è rimasto/a - O kaldı
Noi siamo rimasti/e - Biz kaldık
Voi siete rimasti/e - Siz kaldınız
Loro sono rimasti/e - Onlar kaldılar



Nascere - (Doğmakeyleminin yakın geçmiş zaman çekimleri:

Io sono nato/a - Ben doğdum
Tu sei nato/aSen doğdun
Lui / Lei è nato/a - O doğdu
Noi siamo nati/e - Biz doğduk
Voi siete nati/e - Siz doğdunuz
Loro sono nati/e - Onlar doğdular



Tornare - (Dönmekeyleminin yakın geçmiş zaman çekimleri:

Io sono tornato/a - Ben döndüm
Tu sei tornato/a - Sen döndün
Lui/Lei è tornato/a - O döndü
Noi siamo tornati/e - Biz döndük
Voi siete tornati/e - Siz döndünüz
Loro sono tornati/e - Onlar döndüler


Essere yardımcı eylemiyle kurulmuş yakın geçmiş zaman tümce örnekleri:

Sono tornato dal tentista - Dişçiden döndüm.

Roberta è tornata da Istanbul - Roberta İstanbul'dan döndü.

Lorenzo è tornato dal Mare - Lorenzo denizden döndü.

Siamo tornati dalla Turchia - Türkiye'den döndük.

Dove sei andato? - Nereye gittin?
Sono andato a Roma - Roma'ya gittim.

Dove siete andati? - Nereye gittiniz?
Siamo andati da Marco. - Marco'ya gittik.

Sono uscito di casa. - Evden çıktım.

Siamo usciti a prendere un gelato. - Dondurma almaya çıktık.

Ragazze, a che ora siete uscite dall'ufficio? - Kızlar, ofisten saat kaçta çıktınız?
Siamo uscite alle sette. - Saat yedide çıktık.

Sei rimasta a casa? - Evde mi kaldın?
Sì, sono rimasta a casa. - Evet, evde kaldım.

Siamo rimasti al Medioevo. - Ortaçağ'da kaldık.

Loro sono rimasti in Turchia. - Onlar Türkiye'de kaldılar.

Dove sei nato? - Nerede doğdun?
Sono nato in Turchia. - Türkiye'de doğdum.

Noi siamo nati in Italia. - Biz İtalya'da doğduk
Loro sono nati a Roma. - Onlar Roma'da doğdular.

Maria è nata a Torino. - Maria Torino'da doğdu.
Roberto è nato a Milano. - Roberto Milano'da doğdu.

Not: Essere ile çekilen geçişsiz eylemler sıfatın ad, cins ve sayısına uymak zorundadırlar:

Örnek:

Francesco è tornato da Bari - Francesco Bari'den döndü
Angelica è tornata da Bari - Angelica Bari'den döndü

Dove sono andate Lucia e Martina? - Martina ve Lucia nereye gittiler?
Sono andate in Inghilterra - İngiltere'ye gittiler

Quando sono usciti Lorenzo e Gianni? - Gianni ve Lorenzo ne zaman çıktılar?
Sono usciti due ore fa - İki saat önce çıktılar

Quando è arrivato il treno? - Tren ne zaman geldi?

La lezione è finita dieci minuti fa - Ders on dakika önce bitti.

Passato prossimo (yakın geçmiş zamanı) Türkçeye çevirirken, metnin içeriğine bakılarak "geldim", "gelmiş", "aldı", "almış" "gittiler", "gitmiş" biçiminde çevrilir.

12 Kasım 2015 Perşembe

Superlativo assoluto - Mutlak üstünlük

Bir nesnenin belirtilen niteliğinin en yüksek (mutlak)
derecesini gösterir. Sıfatların tümünün sonuna "-issim" eki getirilerek mutlak üstünlük derecesi oluşuturulur. Bir diğer yöntem ise (Molto + Sıfat) biçimindedir.
Tanımlanan kişi ya da nesne eril ve tekil ise sıfatın sonuna (-issimo)
Tanımlanan kişi ya da nesne eril ve çoğul ise sıfatın sonuna (-issimi)
Tanımlanan kişi ya da nesne dişil ve tekil ise sıfatın sonuna (-issima)
Tanımlanan kişi ya da nesne dişil ve çoğul ise sıfatın sonuna (-issime) eklenir.
Örnek:
Dolce - Tatlı
Dolcissimo - Çok tatlı
Molto dolce - Çok tatlı
Alto - Yüksek
Altissimo - Çok yüksek
Molto alto - Çok yüksek
Bella - Güzel
Bellissima - Çok güzel
Molto bella - Çok güzel
Bello - Güzel
Bellissimo - Çok güzel
Molto bello - Çok güzel
Calmo - Sakin
Calmissimo - Çok sakin
Molto calmo - Çok sakin
Simpatico - Sevimli
Simpaticissimo - Çok sevimli
Molto simpatico - Çok sevimli
Buone - İyiler
Buonissime - Çok iyiler
Molto buone - Çok iyiler
Sporchi - Kirliler
Sporchissimi - Çok kirliler
Molto sporchi - Çok kirliler
Vecchia - Yaşlı
Molto vecchia - Çok yaşlı
Vecchissima - Çok yaşlı
Freddo - Soğuk
Freddissimo - Çok soğuk
Molto freddo - Çok soğuk
___________________________________________________
Questa canzone è bella. - Bu şarkı güzel.
Questa canzone è bellissima. - Bu şarkı çok güzel.
Questa canzone è molto bella. - Bu şarkı çok güzel.
Oggi il mare è calmo. - Bugün deniz sakin
Oggi il mare è calmissimo. - Bugün deniz çok sakin.
Oggi il mare è molto calmo. - Bugün deniz çok sakin.
Luisa è simpatica. - Luisa sevimlidir.
Luisa è simpaticissima. - Luisa çok sevimlidir.
Luisa è molto simpatica. - Luisa çok sevimlidir.
Lui è un bambino dolce. - O tatlı bir çocuk.
Lui è un bambino dolcissimo. - O çok tatlı bir çocuk.
Lui è un bambino molto dolce. - O çok tatlı bir çocuk.
Le ragazze sono belle. - Kızlar güzel.
Le ragazze sono bellissime. - Kızlar çok güzeller.
Le ragazze sono molto belle. - Kızlar çok güzeller.
Mauro è un bambino buono. - Mauro iyi bir çocuktur.
Mauro è un bambino buonissimo. - Mauro çok iyi bir çocuktur.
Mauro è un bambino molto buono. - Mauro çok iyi bir çocuktur.
Laura è una ragazza timida. - Laura utangaç bir kızdır.
Laura è una ragazza timidissima. - Laura çok utangaç bir kızdır.
Laura è una ragazza molto timida. - Laura çok utangaç bir kızdır.
Quell'albero è alto. - O ağaç yüksektir.
Quell'albero è altissimo. - O ağaç çok yüksektir.
Quell'albero è molto alto. - O ağaç çok yüksektir.
La mia macchina è veloce. - Arabam hızldır.
La mia macchina è velocissima. - Arabam çok hızldır.
La mia macchina è molto veloce. - Arabam çok hızldır.
I pavimenti sono sporchi. - Yerler kirlidir.
I pavimenti sono sporchissimi. - Yerler çok kirlidir.
I pavimenti sono molto sporchi. - Yerler çok kirlidir.
La mia casa è grande. - Evim büyüktür.
La mia casa è grandissima. - Evim çok büyüktür.
La mia casa è molto grande. - Evim çok büyüktür.
________________________________________________________
Burada dikkat edilmesi gereken bir başka nokta da sonu "-co" ve "-go" ile biten kimi sıfatların, kalın seslerini korumak zorunda oldukları için aralarına "h" harfinin eklenmesi gerektiğidir.
Örnek:
Lungo - Uzun
Lunghissimo - Çok uzun
Ricco - Zengin
Ricchissimo - Çok zengin
Poco - Az
Pochissimo - Çok az
Stanco - Yorgun
Stanchissimo - Çok yorgun
________________________________________________________
Oggi sono stanco - Bugün yorgunum
Oggi sono stanchissimo - Bugün çok yorgunum
Marco è ricco - Marco zengindir
Marco è ricchissimo - Marco çok zengindir
Ho poco tempo libero - Biraz boş zamanım var
Ho pocchissimo tempo libero - Çok az boş zamanım var
Hai i capelli lunghi - Uzun saçların var
Hai i capelli lunghissimi - Çok uzun s